Enflasyon, bir ülkenin ekonomisinde fiyatların sürekli artması veya azalması durumudur. Örneğin, almak istediğimiz ekmek, ev veya araba gibi ürünlerin fiyatlarının bir yıl öncesine göre artmış veya azalmış olması, enflasyonun bir göstergesidir.

Enflasyon genellikle artar ve ekonomi yorumları bu duruma göre yapılır. Elimizdeki 10 TL ile önceki yıla oranla daha az mal ve hizmet alabiliyorsak, enflasyon artmış demektir. Bu durum satın alma gücümüzü düşürür. Ancak, tüketiciler için hoş karşılanmasa da, ekonomi açısından %1-2 oranında enflasyon artışı sağlıklı bir ekonomi için gereklidir. Merkez Bankası her yıl %1-2 oranında enflasyon hedefi belirler. Bu oran, enflasyon açısından ılımlı bir durumdur. Ancak, aşırı enflasyon, ülkenin tüm parasal değerini yok edebilir.

Örneğin, 1920'lerde Almanya %30 bin gibi yüksek bir enflasyon artışı yaşamıştır. Almanya'da 1 dolar 4 trilyon civarında değer kazanmıştır. Dünya üzerinde en son 2008 yılında Zimbabwe olağanüstü derecede enflasyon yaşamıştır. Bu dönemde 1 doların karşılığı 79 milyar Zimbabwe doları olarak hesaplanmıştır.

Enflasyon hesaplama formülü, resmi kurumlar için oldukça karmaşık bir durumdur. Bazı mallar tespit edilerek bir sepete konulur ve önceki yılın alım gücü ile şimdiki alım gücü karşılaştırılır. Bu sepetin değerinin zaman içerisindeki değişimleri ele alınır. Enflasyon hesaplama formülünün genel olarak iki temel yöntemi bulunmaktadır:

Enflasyon hesaplamasında kullanılan diğer önemli göstergeler de bulunmaktadır. Bu göstergeler, ekonominin genel durumu hakkında daha kapsamlı bilgi sağlar. Örneğin:

Enflasyon hesaplamaları, ekonominin sağlıklı işleyişi ve politikaların belirlenmesi açısından büyük önem taşır. Enflasyon oranları, merkez bankalarının para politikalarını belirlemelerinde ve hükümetlerin ekonomik kararlarında önemli bir rehberdir.